Sanat Akımları

Dadaizm ve Sürrealizm İlişkisi

1916 yılında  Zurich’de bir grup sanatçı ve yazar Cabaret Voltaire’i kurmuşlar ve Dada adını vermişlerdir.

Dada hareketi Amerika’da, Almaya’da, savaş sonrası Fransa’da geçerli olmuştur. Savaş sonu Paris Dada’nın merkezi olmuş, Breton, Aragon, Eluard gibi tanınmış kişilerden oluşan grup benimsemiştir.

Dada Sürrealizmin öncüsü olmuştur.

Dada Anti-Art ve yıkıcı bir sanat hareketidir. İdeolojik, filozofik ve moral oluş nedenleri vardır. Gerçek temsilcisi Marcel Duchamp olmuştur.

1924 yılında Ozan Andre Breton Birinci Sürrealist Manifestosunu yayınlamıştır. Önceleri edebi olan akıma daha sonra resim ve sinema sanatçısı da katılmıştır.

Andre Breton sanatçılara bilinçaltı dünyasını yeni bir sanatsal yaratma kaynağı olarak göstermiştir. Aklın değerlendirmesi dışında kalan, bilinmeyen güçler vardır. Bu güçler insana baskı yapmakta, insanlar da bu bilinmeyen güçleri etkilemeye çalışmaktadır. Yapılacak şey; bu gizli güçleri bulup ortaya çıkarmaktır. Akıl verileri ile hareketlerin, düşüncelerin, yaşamın gerçek yapısı ve itici gücü arasında bocalayan insan ancak uykuda bilinmeyen güçlere ulaşabilir. Psikiyatrist  Freud’un psikanaliz metodu bu konuda etkili olmuştur. Bir başka değişle; sanatçılar bilinç  ve bilinçaltını, gerçek ile rüyayı ve gerçeküstünü yaratmak için kaynaştırmaktadırlar.

Dada ve Sürrealizm arasında farklar vardır: Sürrealizm tümüyle psikolojik bir olay, Dada ise sanatı inkar eden niteliğiyle tümüyle negatif, yıkıcı bir sanat anlayışıdır.  XX.yüzyıl sürrealist resim sanatlarında birkaç metafizik resim sanatçısı Chirico, Ernst, Miro, Tanguy, Magritte ve Dali’dir.

  1. Chirico : Metafizik resim örnekleri sayılan yapıtlarında sonsuzluk, yalnızlık duygularını ifade etmiştir. Bu eserler bir ölçüde Sürrealist espride sayılabilmektedir. “Filozofinin Zabtı” tablosunda klasik mimarlık öğeleriyle oluşturulmuş bir mekanda, duvarda saat birbiriyle akılcı bağlantısı olmayan bir top, güller ve enginarlar yer almaktadır. Boyalar geniş planlarda uygulanmış sarı, kahverengi, koyu yeşil renklerdir.
  2. Ernst : Sürrealizmin önde gelen temsilcilerindendir. Sanatçı felsefe öğrenimi yapmış, fantastik tasvirleri Sürrealizmin anlamlı örneklerindendir.”Benden Sonra Uyku” tuvalinde belirgin desen hafif gri, soluk pembe ve mavi renkler kompozisyona dayalı bir hafiflik vermektedir. Kanatlı figür bu renk hafifliğiyle uyuşmaktadır. Sanatçı tiyatro dekorları da yapmıştır.
  3. Miro : Sürrealizme kendi anlayışı doğrultusunda bağlıdır. Bu türün fantastik ve değişik nitelikteki öğelerine önem vermiştir. Perspektif kurallarıyla ilgilenmemiştir. Figürleri iki boyutlu mekana yerleştirmiştir. “Boğa Güreşi” tablosunda görüldüğü üzere çabuk ve kolay bir çalışma sanatçının stil özelliğidir. Tasvirlerinde birkaç figürle yetinmiştir. Konuları duvar resimleri ve halk sanatı resimlerinin konularıyla benzerlik gösterir. Çizgi ve basit renk planları kompozisyonlarına özellik verir.
  4. Tanguy : Eserleri kendine özgüdür. Tuallerinde durgun görünüşlü, acayip formlar yer almaktadır. “Kayalarda Saray” bir örnek eserdir. Ufka doğru genişleyerek açılan mekanda yer alan dişçi koltukları, ameliyat masaları, cerrah aletleri garip bir şekilde, dikey planlar halinde düzenlenmiştir. Mor ve beyaz renkler gizemli bir görünüş vermiştir.
  5. Dali : Sanatçı “Kan Baldan Tatlıdır” konulu tablosunu Sürrealist espride yapmıştır. Sanatçı Psikolojik ve Sanat deyimleriyle birleştirerek eleştirel Paranoik Metot adını verdiği sanatsal yaratma yöntemi geliştirmiştir. Gizili şeyler, bellek verileri, patolojik olaylar sanatçının öğeleridir. “Uyuyan Kadın”, “At ve Aslan” bunlardandır. “Havva’nın Yaratılması” tablosunda mürekkep, sangin ve suluboya kullanılmıştır. “Lenin Başlarıyla Kompozisyon” örnek yapıtlarındandır.
  6. Magritte : Kübizm, fitürizm adı altında çalışmalar yapmıştır. Daha sonra Sürrealizme yönelmiştir. Magritte diğer ressamlara göre içe dönük değil, dışa dönmüş, çevresindeki objelerle yapıtlarını meydana getirmiştir. Tabloları çok renklidir. Tasvirlerinde erotizme yer vererek kendi değimiyle duygusal etki yapmayı amaçlamıştır. “Büyüklerin Cinneti” tablosunda çıplak bir kadın vücudunun üç ayrı büyüklükteki parçalarının üst üste konması suretiyle bir kompozisyon yapılmıştır. “Müneccimin Hüneri” tablosunda günlük objelerle oluşturulmuş mekanda çıplak bir kadın ile bir kadın büstü tasvir olunmuştur. Realist öğelerle sürrealist bir tasvir elde edilmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu