Sanat Tarihi

Mısır Sanatı

Mezopotamya’da olduğu gibi Mısır’da da tarımda doğanın yarattığı bu su taşkınlarından yaşam bulan vadide görkemli Mısır kültürü oluşmuştur.

Nil; tarımda, yaşamda ve inançta Mısır uygarlığının tümü anlamına gelir. Nil Vadisi’nin batı sınırını dağlık olan Batı Çölü, doğusunu Doğu Çölü ve Kızıldeniz Tepeleri sınırlamaktadır. Kuzeyde Delta Bölgesi’nden başlayan vadi güneyde çağlayanlara kadar uzanır. Nil Nehri’nin akış yönüne göre Memfis’e kadar olan bölge Yukarı (Güney) Mısır, Memfis’in kuzeyindeki Nil Deltası ise Aşağı (Kuzey) Mısır olarak adlandırılır.

Mısır’da yaşamın tüm alanları Nil Nehri’nin dönemlerine ve akışına göre yönlendirilmiştir. Mısırlılarda birleşme duygusu Sümerlerden daha güçlüdür. Mısırlılar, yaşadıkları dünyayı anlamak ve ölümden sonraki yaşamı organize etmek için özellikle matematik, astronomi ve tıp alanlarında da oldukça gelişmiş bilimsel çalışmalarda bulunmuşlardır. Ülkenin büyük bölümünün dış dünyadan soyutlanmış olması, homojen bir Mısır uygarlığının ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Mısır Sanatında Mimarî

Mısır uygarlığında her alan da etkili ve belirleyici unsur, inançtır. Mısır insanı için yaşadığı bu dünya ve ölümden sonra yaşayacağı dünya, inancının temel eksenini oluşturmaktadır. Onlara göre insan, dünyaya ait ölümlü beden ile ölümsüz ruhun birleşiminden oluşmaktadır. Bu inanç sistemine göre ölümlü bedenin fiziki varlığını kaybetmemesi ve bedenin iyi korunması gerektiğinden mumyalama ve anıtsal mezar geleneği oluşmuştur.

“Piramitler Çağı” olarak da adlandırılan Eski Krallık Dönemi mimarîsi daha çok mezar ve tapınak yapılarında yoğunlaşmıştır. Saray yapıları ise günümüze kadar korunamamıştır. Mezarlar basit odalar biçimindedir. Mastaba adı verilen bu düzenlemede yaklaşık 20 m derinliğe sahip dik bir kuyu içinde mezar odası ve dinsel tören yeri vardır. Mezar odasına ölüye ait heykel ve heykelcikler konulmuş, odanın duvarları günlük hayattan alınan resimlerle süslenmiştir. Mezar odasıyla dinsel tören yerinin toprak altında olmasına karşın toprak üstünde de kenarları eğik, dikdörtgen planlı, kerpiç ya da taştan bir yapı yer alır. Yapının doğu yüzüne ölünün ruhunun geçebileceğine inanılan sahte kapı yapılmıştır.

MÖ 2630’larda Kral Coser’in Sakkara’daki ünlü Basamaklı Piramit’i ile firavun mezarları değişikliğe uğrar. Mezar anıtının yapımına büyük bir mastaba şeklinde başlanmış ancak giderek küçülen mastabaların üst üste konulmasıyla bir tür basamaklı mastaba şekli ortaya çıkmıştır. Piramitlere geçiş aşaması olan bu yapı, kral mezarlarının ilk anıtsal örneği ve Mısır tarihindeki ilk piramittir. Piramit, yukarı doğru yükselen ritmi ve geniş tabanıyla firavunun mutlak gücünü simgeler. Güzel olmak için değil, yasa ve gücün simgesi olmak üzere yapılmıştır.

Mısır uygarlığında piramit yapımı Orta Krallık Dönemi’nin sonuna kadar devam etmiştir. Piramitler mimarî öge olarak tek başına yapılmamıştır. Aynı zamanda kült törenlerin (dinî törenler) yapıldığı tapınaklar da aynı kompleksin içindedir. Piramitler çöl kumunun dayanıklı kuru zemini üstüne yapılırken tapınaklar biraz uzaktaki vadilere inşa edilmiştir. Dolayısıyla tapınak örneklerinin çok azı günümüze ulaşmıştır. Mısır tapınakları, tapınmanın dışında devlet ve tarım yönetimi, bilimsel ve tıbbi çalışmaların yapıldığı çok işlevli yapılardır.

Mısır Sanatında Heykel

Eski Krallık’ta en gelişmiş sanat dalının mimarlık olmasına karşın heykelcilikte de büyük bir ilerleme sağlanmıştır. Toprak altındaki mezar odası ve dinsel tören yerlerine kralı temsil eden ahşap ya da taş heykeller konulmuştur. Heykeller, kralın diğer âlemdeki yaşamında içine gireceği bir kılıf olarak değerlendirildiği için insan boyutlarında ve doğal bir duruşa sahip olarak yapılmıştır. Figürler ayakta ya da oturur vaziyette, eller vücut üstünde kavuşturulmuş, hareketsiz bir şekildedir. Hareketsizliklerine karşın bu figürlerin ayrıntıları oldukça doğal bir biçimde işlenmiştir. Saç, sakal ve makyajlarının aslına uygun olarak yapılmasıyla benzetmeye önem verilmiştir.

Orta Krallık’tan itibaren heykel sanatında önemli gelişmeler yaşanmıştır. Heykeller arkalarındaki taş bloktan giderek kopmaya başlar ve duruşlarını çeşitli işler yaparken belirginleştirir. Bu dönemde heykelin çizgilerini birleştirdiği ve yalınlaştırdığı düşünülerek figürler genellikle giysili olarak canlandırılmıştır. Artık büstler de yapılmaya başlanmıştır. Yeni Krallık Zamanına ait I ve II. Ramses Heykelleri ile Kraliçe Nefertiti’nin büstleri önde gelen heykeltıraşlık eserleridir. Büstlerden biri koyu renk kuvarsit taşından yapılmış olup kabaca oyulmuş ve daha bitmemiştir. Başın üst bölümünü örtmesi gereken altın başlığı yoktur, kaşları ve kirpikleri siyahla belirtilmiştir. Koyu ve açık renklerin hafifçe birbirine karıştığı güzel yüzünden bir iç rahatlığı yansır. Diğer büst boyalı kireç taşından yapılmıştır. Parıltılı gözleri siyah balmumu ve necef taşındandır. Başındaki taç egemenliğinin simgesi olup boynundaki zincir yüzüne soyluluk etkisi kazandırmıştır. Orta ve Yeni Krallık mezarlarında köleleri, çift süren çiftçileri, çobanları, zanaatkârları, savaşçıları vb. temsil eden çok sayıda ahşap ve taştan yapılmış heykelcik bulunmuştur.

Mısır Sanatında Resim

Mısır uygarlığında resim, ölen kişinin ölümden sonraki yaşamda ona kılavuzluk etmesi amacıyla yapılırdı. Eski Krallık Dönemi’nde Sakkara’daki Ti ve Merefnebef mastabalarının duvarları, resimli kireç taşları ile kaplıdır. Yatay şekilde düzenlenmiş kompozisyonda günlük yaşam, av ve balıkçılık başlıca konulardır. Yaşamın zenginliklerini ölen kişiye ulaştırmak amacıyla yapılan bu resimlerde figürler bir yer çizgisi üstünde sınırlanmış, ayrıntılı ve gerçekçi bir şekilde yansıtılmıştır.

Resimlerde perspektif ve tonlama gibi derinlik kazandıracak düzenlemeler yoktur. Çok açılı anlatıma uygun olarak figürlerin başları profilden, vücutları cepheden, ayakları yandan gösterilmiştir. Resmin içindeki figürler belli bir hiyerarşiye göre yerleştirilmiştir. Kral veya firavun kompozisyonun merkezinde ve diğer figürlere göre daha büyük boyutludur.

Yeni Krallık Dönemi’nde mezarlara konmak üzere papirüslere yapılmış cenaze törenlerinin ve dinsel geleneklerin öyküleyici anlatıldığı resim örnekleri ortaya çıkmıştır. Tutmosis tapınağının yıkıntılarında bunun örnekleri vardır. Sanatsal yaratımda artık törensel konuların yerine anlatıma yönelik gerçekçi konular ön plana geçer. Zenginliğin yaygınlaşmasıyla aile eğlenceleri, şölenler, müzik ve dans, duvar resimlerinin sevilen konuları olmuştur.

Kaynak: Genel Sanat Tarihi 10, MEB, 2018.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu