Sanat Tarihi

Roma Mimarisi

Roma sanatının en çok gelişme gösterdiği alanların başında mimari gelmektedir. Romalılar hakim oldukları topraklarda kendilerine özgü şehir planlamacılığını ve yapı tiplerini yaygınlaştırmaya önem vermişlerdir.

Bunu gerçekleştirirken kireç harcı kullandıkları kemer, kubbe ve tonozlarla geniş mekânların üstünü örterek boyut ve oran itibariyle daha görkemli eserler yapmışlardır. Bu yapılar arasında; tapınaklar, tiyatrolar, amfitiyatrolar, evler, saraylar, forumlar, bazilikalar, stadiumlar, hamamlar, su kemerleri, kütüphaneler ve zafer takları yer alır.

Roma İmparatorluğu’nda saray, villa, yüksek katlı ya da tek kat ev tipleri geniş kentlerin ana dokusunu meydana getirmelerinin yanında uygarlığın ihtişamını gösteren yapılardır. Roma sarayları; tören daireleri, oturma daireleri ve bahçeden oluşurken evler ise üzeri örtülü, ortası delik bir tavan ve tam altında havuz bulunan bir avluya (atrium) sahip yapılar idi. Avlu çevresinde yemek ve yatak odaları ile bahçe yer almaktaydı. Havuz, çeşme ve odalarının tabanları mozaiklerle süslenmiş olan Gaziantep Zeugma antik kentinden ve Efes’te bulunan Yamaç Evler Anadolu’daki Roma sarayı örnekleridir.

Kentlerin merkezinde yer alan ve çevresi bazilika gibi önemli kamu binalarıyla kuşatılmış olan forumlar Yunanlılardaki agoraların işlevini yerine getirmiştir. Ticari faaliyetlerin yanı sıra davaların görüldüğü, resmî ve genel toplantıların yapıldığı bazilikalar ise kent hayatında ayrı bir öneme sahiptir. Roma Forumu’nda inşa edilen Aemilia (Emilya) ve Julia Bazilikaları, önemli bazilikalar arasında yer almaktadır.

Roma tiyatroları, Yunan tiyatrolarında olduğu gibi sahne binası, yarım daire şeklinde bir meydan ve oturma kademelerinden oluşmuştur. Sahne bölümü çok geniştir ve oturma basamakları ile birleştirilerek mimari bir bütünlük sağlanmıştır. Bu tiyatroların Anadolu’daki en güzel örneği Antalya yakınlarındaki Aspendos Tiyatrosu’dur. Tiyatro planından uyarlanmış olan amfitiyatrolar, Roma toplumsal yaşamının önemli bir parçası olan gladyatör dövüşleri ve kalabalık gösteriler için tasarlanmıştır. Amfitiyatroların en görkemli ve tanınmış örneği ise başkent Roma’daki Collesium’dur (Kolezyum).

Roma mimarisine özgü diğer yapılar arasında; içinde spor alanları, hamam ve çeşitli sosyal alanların bulunduğu çok amaçlı bir yapı olan gimnazyum ile gladyatör oyunları ve araba yarışlarının gerçekleştirildiği circuslar (Serkus) yer almaktadır. Circusların en büyüğü başkent Roma’da inşa edilen Circus Maximus’tur.

Roma hamamları sadece temizlenme amaçlı olmayıp uyku, dinlenme, okuma, sohbet ve sportif faaliyetlerin de gerçekleştirildiği yapılar olmuştur. Hamamlar; açık avlu, giyinme bölümü, oturma sıralarının bulunduğu soğuk bölüm, içinde genellikle bir havuzun bulunduğu ılık mekân ve sauna hücrelerinden oluşmaktadır. Antalya’da Phaselis (Faselis), Ankara’daki Roma Hamamı, Milet’teki Faustina ile Roma’daki Caracalla (Karakalla) önemli Roma hamamları arasında sayılmaktadır.

Romalılar şehirlerin su ihtiyaçlarını karşılamak için çok sayıda su yolları ve kemerleri inşa etmişlerdir. Fransa’daki Pont du Gard (Po du Gâh), Antalya’daki Aspendos ve İstanbul’daki Bozdoğan Kemeri bu yapılardan günümüze kalan örneklerindendir.

Roma’nın askeri ve politik gücünü yansıtan zafer takları; senato, imparatorlar, komutanlar veya eyaletlerdeki halk tarafından askeri başarıların anısına inşa edilen anıtlardır. Ana caddelerin girişlerinde veya forumlarda yer alan zafer takları, üzerlerindeki imparator heykelleri ve kabartmaları ile görsel bir şölen niteliğindedir. Bunlardan Titus Zafer Takı en güzel örneklerden birini teşkil etmektedir. Roma mimarisinde tapınaklar büyük bir öneme sahiptir. Tapınakların görünümü ve mimarisi Yunan tapınaklarına benzese de bazı yönlerden farklılık arz etmektedir. Yüksek bir zemin üzerinde inşa edilen Roma tapınaklarının ön cepheleri basamaklıyken Yunan tapınakları dört yönde basamaklıdır.

Roma tapınaklarında kare şeklindeki sella (kutsal iç mekân) genellikle üç bölüme ayrılmıştır ve sadece ön cephesinde (iki veya üç sıra) sütun sırası yer alır. Buna karşılık Yunan tapınaklarında sella dikdörtgen biçimlidir ve dört yönden sütun sıraları ile çevrelenmiştir. Roma mimarisinin en ünlü tapınakları arasında sayılan Pantheon Tapınağı dairesel plana sahiptir. Yapının yüksekliği ile kubbe çapı aynı olup ışık, çatıda bulunan 8.74 m genişliğindeki yuvarlak açıklıktan gelir.

Anadolu’daki Roma tapınak örnekleri arasında yer alan Ankara Augustus Tapınağı, Ulus’taki Hacı Bayram Veli Camii bitişiğinde yer alır. Yapı, orijinal halinde önde ve arkada sekiz; kuzey ve güney kenarları boyunca da on beş uzun sütun ile çevrilidir. Tapınak Efes, Sardes (Sart) tapınakları gibi batıya dönük inşa edilmiştir. Aizanoi (Çavdarhisar-Kütahya) Zeus Tapınağı etrafı sütunlu galerilerle çevrili 130,5×112 m boyutlarındaki alanın ortasında, bir podyum üzerine kuruludur. 120 adet iyon ve 4 adet korint üslubunda sütunlarla dipteras planlı olarak inşa edilmiştir.

Roma mimarisinde; kütüphane, toplantı salonları ve latrina (umumi tuvalet) gibi idari ve sosyal işlevli olanlar dışında; yollar, köprüler, limanlar ve kanalizasyon sistemleri gibi bayındırlık yapıları yaygınlaşmıştır.

 

Kaynak: Genel Sanat Tarihi 10, MEB, 2018.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu