MüzikSanat Tarihi

Arap Müziğinin Özellikleri

Hicaz, Yemen, Suriye, Irak, Mısır ve İspanya Arap dilinin yaygın kullanıldığı yerlerdir. Buralarda gelişen sanat, Arap sanatı adıyla anılır. Mimarlıkta ve öteki sanat dallarında görülen Arap sanatının en büyük özelliği arabesk denilen motiflerle bezenmiş olmasıdır.

Arap müziği Horasan ve Suriye müziğinin bazı bölümlerinden faydalanmış, ritim ve biçim bu dönemde gelişmiştir. Bin Abdullah, Siyahi, bin Musaccah, Müslim, bin Muhriz öne çıkan müzik ustalarındandır. 9 ve16. yüzyıl arasındaki dönem, Arap müziğinin yayıldığı çağlardır.

Araplar İslamiyet öncesinde müziği eğlence hayatında kullanmışlar ve özellikle Cahiliye Dönemi’nde önemli bir yere koymuşlardır. O dönemde eğlence hayatında kadınlar aktif olarak müzik gruplarında yer almakta ve müzik topluluklarının çoğu kadınlardan oluşmaktadır.

İslamiyet’in kabulünden sonra Arapların, İslam’ı yaymak için çeşitli akınlar ve fetihler sonucu Batı’ya kadar geldikleri görülür. Bu fetihler ve İslamiyet’i yayma çalışmaları farklı kültürlerle temasa geçmelerine, sanatsal ve bilimsel yönden bu kültürlerden etkilenmelerine ve bu kültürleri etkilemelerine neden olmuştur.

İslamiyet’in kabulünden sonra müzik, dinî işlevini sürdürmüştür. Buna bağlı olarak dinî törenlerde Kur’an makamsal ezgi eşliğinde okunmuştur. Bu dönemde çalgı müziğinden çok, sözlü müzik ön plana çıkmış ve önem kazanmıştır.

9 ve 10. yüzyıllarda Arap filozofları müzikle ilgili çeşitli çalışmalar yapmışlar ve Arap alfabesine dayalı, tabulatur özelliği taşıyan nota yazım sistemini kullanmışlardır. El Kindî’ye ait Risale-i fî Hubri Telif’il Elhan adlı eser, Arap müziği alanında yazılmış en eski eserlerdendir. Ünlü düşünür Farabi müzik nazariyatı üzerine araştırmalar yaparak Kitab-ül Mudhal fil Mûsikî ve Kitabb-ül Mûsikî-ül Kebir adlı müzik kitaplarını bu dönemde yazmıştır.

Arap müziği bugün dünyada yerini alarak popüler müziğin vazgeçilmez bir türü durumuna gelmiş ve dünya müziğinde saygın bir konuma ulaşmıştır.

Arap müziği zengin ve melodik olup Doğu kültürüne ait makamsal ve tek sesli bir yapıya sahiptir. Fakat Arap müziğindeki makamlar, Türk müziğindeki makamlar kadar çeşitli ve zengin değildir. Arap müziğinde Türk müziğine benzer özellikler gösteren makamlara rastlanır ama bunlar farklı isimlerle adlandırılır.

Araplar müziklerini yaparken daha çok vurmalı ve nefesli çalgıları kullanmışlardır. Cahiliye Dönemi’nde telli çalgıların kullanımına nadir rastlanır. Bunun nedeni Arapların yerleştikleri bölgelerin coğrafi yapısına bağlanabilir. Araplar, göçebe yaşayan ve geçimini çölde deve kervanlarıyla ticaret yaparak sağlayan bir toplumdan gelmektedir. (Çöl ikliminde vurmalı ve nefesli çalgı yapacak malzeme kolay bulunmakta ve hafif çalgıların taşınması daha kolay olmaktaydı.) Arapların daha zengin çalgıları kullanması; kalkınma, modernleşme sürecine ve farklı kültürlerden etkilenme dönemine rastlar.

Arap Müziğinde Vurmalı Çalgılar

Darbuka: Arapların kullandığı en önemli ritim sazlardan biridir. O dönemde darbukanın gövdesi kilden yapılmış, üst tarafı keçi derisiyle kaplanmış, alt tarafı ise açık bırakılmıştır. Şekil olarak vazoya benzer, 30 cm ile 60 cm arasında uzunluğa sahiptir. Kilden yapılmış darbukanın derisi, bir ipliğin düzenli aralıklarla zarın kenarına geçirilmesiyle sıkı bir şekilde bağlanır. Metal darbuka ise deri halka ve vidalarla gövdeye bağlanır. Bu saz Libya’da debdaha, Mısır’da tabla adı ile bilinmektedir.

Nakkâre: Dinî törenlerde kullanılan vurmalı bir çalgıdır. Şekil itibariyle bastırılmış çana benzeyen bir gövdeye sahip olan küre şeklindeki bu sazın çapı 30 cm’dir. Bez ve sarı bakırdan oluşur, şekil olarak küçük davullara benzer ve iki küçük sopayla çalınır.

Arap Müziğinde Üflemeli Çalgılar

Zukra: Farklı bölgelerde farklı isimlerle anılmaktadır. Mısır’da mizmar, Cezayir’de gaita, Fas’ta zamr olarak bilinir. Kamışı silindir huni şeklinde ve sivri olup kiraz ağacından yapılmış bir obua türüdür. Sekiz deliği vardır. Bunların yedi tanesi önde, sekizincisi en üst iki deliğin arasına gelecek şekilde ortada, sazın arka tarafında yer alır. Güçlü ve parlak bir sesi vardır. Gövdesi genellikle keçi derisinden yapılmaktadır. Vurmalı çalgılara eşlik için kullanılmıştır.

Mizmar: Türkiye’de zurna, Cezayir, Fas, İspanya ve Libya’da gayda, Doğu Arap dünyasında mizmar adıyla bilinen üflemeli sazdır. Silindir şeklindeki borusu huni şeklinde sonlanır, tahtadan yapılmış bir obua şeklindedir. Hünnap ağacından yapılmaktadır ve bir buçuk oktavlık ses alanına sahiptir. Üst boru deliğine 103 mm’lik bir tahta ağızlık yerleştirilir. Mizmar, üfleme tekniğinde güç gerektiren zor bir çalgıdır.

Arap Müziğinde Telli Çalgılar

Rebab: Orta Asya kökenli bir çalgıdır. Hindistan cevizinin içi oyularak yapılır. İki bölümden oluşan göğüs kısmının üst bölümü genellikle işlemelidir. Tunus ve Cezayir’de sarı bakırdan yapılırken diğer bölgelerde ağaçtan yapılmaktadır. Rebabın farklı bölgelerde değişik türleri bulunur. Mısır’da kamanga, Arap Yarımadası’nda rebab el-sair olarak bilinmektedir. Bağırsaktan yapılan iki veya üç tele sahiptir ve yay ile çalınır.

Santur: Tabanı 75 cm ve 35 cm boyutlarında 27 cm yüksekliğinde yamuk bir çalgıdır. On bir veya on beş teli vardır. Her telin altında oynatılarak modülasyon sağlayan iki köprü bulunur. İki küçük çubukla çalınan bu saz, iki buçuk oktavlık ses alanına sahiptir.

Kanun: Doğu müziğinde kullanılan vazgeçilmez bir sazdır. Dizlerin üzerine konularak çalınan bu saz, 95 cm ile 25 cm büyüklüğünde ve 25 cm yüksekliğindedir. 24 veya 26 tane 3’lü teli vardır ve üç oktava yakın ses alanına sahiptir. Her üç telin altında modülasyonları gerçekleştirmek için küçük mandallar bulunur. Parmaklara takılan gümüş yüzüklere geçirilen mızraplar yardımıyla çalınır.

Ut: Batı’da lut adı ile bilinen bu saz Doğu müziğinin vazgeçilmez çalgısıdır. Arap dünyasının en gözde sazlarından biri olan ut ceviz ağacı veya akçaağaçtan yapılmaktadır. Boyu ortalama 40 cm, sapı ise 20 cm uzunluğundadır. Beş çift telden oluşur. Genellikle Kuzey Afrika’daki ülkelerde kullanılan ve Tunus ut’u adıyla bilinen diğer bir türü ise küçük gövdelidir ve meşe ağacından yapılır. Dört çift tele sahiptir.

 

Kaynak: Güzel Sanatlar Lisesi, Müzik Kültürü, MEB, 2018.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu