Klasik Türk İslam SanatıMüzik

Dinî Müzik

Dinî müzik, cami müziği ve tasavvuf müziği olarak iki başlık altında değerlendirilir.

Cami Müziği

Camilerde gerçekleşen ibadetler sonrasında kendine özgü anlayış ve usulde çalgı eşliği olmaksızın makamsal olarak belli bir üslupta veya icra esnasında doğaçlama yapılabilen müziktir.

Cami müziğinde kullanılan formlar şunlardır:

Ezan: Müezzin tarafından usulsüz ve sade bir şekilde namaza çağırmak için okunur.

Salat: Cuma, cenaze, bayram ve dinî törenlerde okunan dualardır. Itrî’nin segah makamındaki Salati Ümmiye’si İslam âleminde kullanılan önemli bir örnektir.

Mevlit: Peygamber’in hayatı ve doğumundan bahseden eserdir. Saz eşliği olmaksızın mevlithanlar tarafından okunur. Türkçede yazılmış ve en çok okunan mevlîd, Süleyman Çelebi’nin eseridir.

Miraciye: Peygamber’in miracını konu alan formdur. Cami müziği çalgı veya vurmalı alet kullanılmadan sadece insan sesi ile icra edilir.

Tasavvuf Müziği

İslam dininde çeşitli tarikatların kullandıkları mekanların adına tekke, büyüklerine dergâh, küçüklerine de zaviye denilir. Mevlidhane denilen yerler de adeta bir okul gibi tasavvuf müziğinin gelişip büyüdüğü mekanlardır.

Büyük Türk mutasavvıfı Mevlana Celaleddîni Rumî; şiiri, müziği ve semayı harmanlayarak insan ve Tanrı sevgisini ifade etmeye yeni bir boyut kazandırmıştır. Mevlana ve oğlu Sultan Veled sayesinde Mevlevi tekkeleri gelişerek İslam düşüncesinin tasavvufi boyutuyla yayılmasına öncülük etmişlerdir.

Tekke müziği formları şunlardır:

Mevlevi ayini: Mukabele sırasında mevlevilerin okudukları büyük bestelere Mevlevi ayini denir. Mevlevi dergâhındaki tarikat törenlerine mukabele, sema ettikleri yere semahane, çalan ve okuyanlara mutriban denilir. Mevleviliğin en önemli sazı ney ve kudüm iken sonraları keman, ud, rebab gibi sazlar de eklenmiştir. Neyzen ve kudümzenlerin en önemlilerine neyzenbaşı, kudümzenbaşı denmiştir.

Bir ayin sırasıyla peşrev, selam, selam, selam, selam, son peşrev ve son yürük semai bölümlerinden oluşur. Her ayin ilk selamın bestelendiği makamın adını alır.

Kaside: Divan edebiyatında bir şiir türüdür. Dinî kasidelerin icra edilirken taksim eder gibi okunması kaside formunu oluşturur. Usulsüz ve solo olarak okunur.

Mersiye: Divan edebiyatının en gelişmiş şiir şeklidir ve halk şiirindeki ağıta karşılık gelir. Ölümden duyulan üzüntü ve acıyı dile getiren şiirlerin bestelenmiş hâline mersiye denir.

İlahi: Allah aşkı ve peygamber sevgisini konu alan, değişik makamlarda çeşitli usullerle bestelenmiş eserlerdir. İlahiler, bir veya birkaç kişi tarafından camilerde, tekkelerde ve ibadet meclislerinde okunur.

İlahiler aynı zamanda dinî musiki eserlerine verilen genel bir ad olsa da Hz. Peygamber’i övüyorsa naat, Arapça ise şugul, Bektaşilere aitse nefes, durak evferi usulüyle bestelenmişse durak, Hz. Muhammed’in sıfatlarını içeriyorsa teşvih gibi isimlerle adlandırılır.

Tekbir: Cenaze, cuma, mevlit ve bayramlarda dinî, millî günlerde savaş öncesi ve sonrası Allahu Ekber (Allah en büyüktür) anlamına gelen ve bu sözün tekrarlanmasıyla oluşan formdur.

 

Kaynak: Güzel Sanatlar Lisesi, Müzik Kültürü, MEB, 2018.

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu